BÖLÜM 51

1. Rabbim, kralım, sana övgü sunacağım, Benim kurtarıcım olan Tanrı, seni öveceğim, Senin adına övgü sunuyorum.
2. Sen beni korudun, bana destek oldun, Vücudumu yok olmaktan kurtardın, Yalan söyleyen dilin tuzağından, Yalanlar uyduran dudaklardan beni kurtardın. Çevremdeki kişilerin önünde Bana destek oldun, beni kurtardın,
3. Bağışlama yetkinliğinin enginliğine, Adının yüceliğine uygun biçimde davrandın. Beni öfkeyle yok etmek isteyenlerin pençelerinden, Yaşamımı araştıran kişilerin elinden, Bana giydirilen nice nice ateşten gömlekten beni kurtardın.
4. Beni kuşatan ve soluğu kesen ısıdan, Tutuşturmadığım bir ateşin orta yerinden,
5. Şeol'ün iç bölümünün derinliklerinden, Günaha giren dilden ve yalan sözlerden beni kurtardın.
6. Yalan yere ant içip kralın katında bana kara çalan dil, Ruhum ölüme yaklaştı, Yaşamım Şeol'ün kıyısına dek aşağıya indi.
7. Çevremi kuşatmışlardı, Bana destek olacak kimse yoktu, Bana yardım edecek birini boş yere aradım.
8. Rabbim, sonra insanlara ne denli acıdığını anımsadım, En eski çağlardan başlayarak etkinliklerini anımsadım, Sabırla seni bekleyenleri nasıl kurtardığını Düşmanlarının pençelerinden onları nasıl kurtardığını anımsadım.
9. Yeryüzünden dileğimi yukarı gönderdim, Ölümden kurtulmam için yalvardım,
10. Tanrı'ya seslendim: "Babamız olan Rab, Bugünlerde bana ateşten gömlek giydirildi, beni bırakma, Çalım satan kişilere karşı çaresizim, beni bırakma. Senin adını aralıksız öveceğim, Gönül borcu altında kalarak Senin adına coşkuyla övgü dizeceğim."
11. Dileğim kabul edildi, Çünkü beni yok olmaktan kurtardın. O kötü günlerden beni kurtardın.
12. Onun için senin davranışlarından Duyduğum mutluluğu anlatacağım, Seni öveceğim, Tanrı'nın adını kutsayacağım.
* Bu şiir akrostiş biçimde yazılmıştır. Bu­gün eksiksiz biçimde tümü yoktur.
13. Delikanlıyken yolculuk etmeden önce Tanrı'ya yakarışlarımda tümüyle bilgeliği dilerdim.
14. Tapınağın dışında bilgelik için yakarırdım, Onu arayışım sonuna dek sürüp gidecek.
15. Üzümün baharı açmasından olgunlaşmasına dek Yüreğimi o sevindirdi. Doğru yolda yürüdüm, Gençliğimden beri hep onu izledim.
16. Kulağımı kısa bir süre eğerek onu kavradım, Ondan çok şey öğrendim  
17. Onun sayesinde ilerledim, Bunun övgüsü bana bilgeliği verenin olsun!
18. Çünkü onu uygulamaya kesinlikle karar verdim, Doğru olanı içtenlikle aradım, Utanılacak bir duruma düşmeyeceğim.
19. Ruhum onu elde etmek için güçlü ve sürekli bir çaba gösterdi, Yasaya uymaya ve en ince ayrıntılara önem verdim. Ellerimi gökyüzüne uzattım, Bilgelik konusunda bilgisiz olduğum için yerindim.
20. Ruhumu ona doğru çevirdim, Arınmakla onu buldum. Ta başından beri yüreğim onda durağandı, Onun için o beni hiç bir zaman bırakmayacaktır.
21. Öz varlığım tutkuyla onu aradı, Şimdi de yararlı bir iyelik kazandım.
22. Tanrı beni bu dille ödüllendirdi, Bu dille ben O'na coşkuyla övgü dizeceğim.
23. Bana gel, bilgisiz kişi, Okulumda yerini al.
24. Ruhun bunlara susamışken, Yoksun kalmaktan niçin yakınıyorsun?
25. Ağzımı açıp konuşuyorum: Bilgeliği elde et, ama o para ile satın alınmaz,
26. Onun boyunduruğuna gir, Bırak da ruhuna bilgi versin, O uzakta değildir, onu ara.
27. Gör bak! O denli mutluluğu elde etmek için Çok uğraşmadım.
28. Niceliği çok olan gümüş parayla bilgi satın alırsan, Böylelikle çok altın para kazanırsın.
29. Tanrı'nın bağışlaması ruhunu sevindirsin, O'nu övmekten hiç bir zaman utanıp çekinme.
30. Kararlaştırılan süreden önce işini bitirirsen, O da kendi çağında seni ödüllendirecektir.

BÖLÜM 50

1. Oniyas oğlu Başkâhin Simon Yaşamı süresince tapınağı onardı, O günlerde o, kutsal yeri sağlamlaştırdı.
2. Çift yüksekliğin temelini attı, Tapınağın çevresine yüksek destekler kurdu.
3. Onun zamanında sarnıç kazılıp su çıkarıldı, Deniz kadar engin bir su deposu vardı.
4. Ulusunu yıkımdan kurtarmak kaygısıyla Kuşatmaya karşı kenti sağlamlaştırdı.
5. Kutsal Yer'in* perdesini açıp ortaya çıktığında Çevresine üşüşen insanlarla o ne kadar görkemliydi!
*Sözü edilen kefaret günündeki dinsel tören­lerdir.
6. Bulutların arasındaki sabah yıldız gibi, Dolunay gibi,
7. Yüce Tanrı'nın Tapınağı'na ışık saçan güneş gibi, Göz alıcı bulutların karşısında parıldayan gökkuşağı gibi,
8. Bahar mevsimindeki güller gibi, Denize dökülen ırmağın kenarındaki zambaklar gibi, Yaz mevsimindeki bir tütsü filizi gibi,
9. Buhurdanlıktaki ateş ve buhur gibi, Altın varaktan yapılmış ve çeşitli değerli taşlarla üstüne Sert bir tabaka oluşturulmuş bir kap gibi,
10. Meyve yüklü bir zeytin ağacı gibi, Bulutlara süzülerek yükselen bir selvi ağacı gibi,
11. Görkemli cüppesini giyer, Din adamı olarak olağanüstü ve kusursuz olurdu. Kutsal sunağa doğru ilerleyince, O kutsal yerin çevresini kendi ululuğuyla doldururdu.
12. Çevresinde kardeşlerinden oluşan bir kalabalıkla Sunağın yanında durarak Kâhinlerin elleriyle verdikleri parçaları alırdı. O, güçlü bir Lübnan selvisine benziyordu, Çevresinde sözümona hurma ağacı gövdeleri vardı.
13. Harun'un tüm oğulları görkemli bir biçimde Tanrı'ya olan sunularını ellerinde tutarak Bütün İsrail toplumunun önünde dururken
14. O, sunaklardaki dinsel törenleri tamamlar, Her şeye Gücü Yeten'e, yüce Tanrı'ya verilen sunuları Gerektiği gibi sırasıyla sunardı.
15. Elini uzatıp bardağı alır, Üzüm suyunun bir kısmını Sunağın altına, yere dökerdi, Yüce Tanrı için, tüm evrenin egemeni için, Yatıştırıcı bir güzel koku!
16. Ardından Harun'un oğulları bağırıp Dövülmüş madenden yapılmış borularını çalardı, Yüce Tanrı' nınkini anımsatan güçlü bir ses duyulurdu.
17. Bütün insanlar derhal secde eder, Her şeye Gücü Yeten'e, Yüce Olan'a sevgilerini gösterirlerdi.
18. Dinsel törenlerde makamla okuyan kişilerle birlikte O'nu öven ezgiler okurlardı, Bütün seslerin ezgisi tatlıydı.
19. Yüce Tanrı için yapılan tören tamamlanıncaya dek İnsanlar Tanrı'ya yalvarır, Bağışlayıcı Rableri'nin katında dua ederlerdi.
20. Sonra o aşağıya iner, Bir araya gelen İsrail halkının tümü için ellerini kaldırır, Tanrı adına onları kutsardı.
21. Çünkü Tanrı'nın adını* söylemeye özel izni vardı, Yüce Tanrı'nın kutsaması nedeniyle Topluluk yeniden başını öne eğerdi.
*Tanrı'nın kutsal adı sadece kefaret günün­deki dinsel törenlerde söylenirdi, bu da top­luluk için bir kutsama oluştururdu.
22. Şimdi tüm evrenin Tanrısı'na yalvarın: Her yerde tüm önemli etkinlikleri işleyen O'dur, Ana rahminden başlayarak yaşamımızı yücelten O'dur,
23. Bize karşı bağışlayıcı olan O'dur. Yüreklerimize sevinç versin, İsrail'de çağlar süresince barış sağlasın.
24. O'nun sevecenliği inançla bizimle olsun, O, çağımızda bizi kurtarsın.
25. Ruhumun tiksindiği iki ülke vardır, Üçüncüsü ise bir ülke bile değildir:
26. Seir Dağı'nda oturanlar, Filistliler, Şekem'de* yaşayan akılsız insanlar.
*Burada sözü edilen Samiriyeliler'dir.
27. Yeruşalim'de Sirak oğlu, Elazar oğlu Yeşu Yüreğindeki bilgeliği dile getirerek Bilgelik ve bilgi dolu bu kitabı yazmıştır.
28. Bu konularla uğraşan, Bu konuları ciddi olarak düşünüp bilge olan mutludur.
29. Bu kitapta öğrendiklerini uygulayan kişi Her şeyi yapacak güçte olur, Çünkü onun yürüdüğü yolu Tanrı'nın nuru aydınlatmaktadır.

BÖLÜM 49

1. Yoşiya'nın anısı Güzel koku hazırlayan kişinin becerisiyle ortaya çıkan Harman yapılmış buhur gibidir. Herkesin ağzına bal gibi tatlı gelir, Şarap şöleninde çalınan müziğe benzer.
2. Doğru yolu seçip insanları inanca döndürdü, Yasaya uymayan tiksindirici şeyleri kökünden söktü.
3. Tanrı'ya yürekten bağlandı, Tanrı'nın tanınmadığı bir zamanda inançtan yana oldu.
4. Davut, Hizkiya ve Yoşiya dışında Hepsi birbiri ardından günah işledi, Yüce Tanrı'nın yasasını önemsemediklerinden Yahuda kralları ortadan kayboldu.
5. Güçlerini başkalarına, Onurlarını başka ülkeye verdikleri günden beri,
6. Seçilmiş kutsal kent yandı, Sokakları boşaldı.
7. Her şey Yeremya'nın önceden haber verdiği gibi oldu, Çünkü ona kötü davrandılar. Oysa annesinin rahmindeyken peygamber olarak kutsanmıştı, Onun görevi yıkmak, acı vermek ve yok etmekti, Ama ayrıca geliştirmek, yerleştirmekti.
8. Hezekiel görkemli bir görüm gördü, Tanrı, meleklerin arabası üstünde bu görümü ona gösterdi.
9. O Eyüp'ü de anımsadı, Çünkü doğruluk yollarında yürüdü.
10. On iki peygambere gelince, Kemikleri kabirlerinde yeniden çiçek açsın, Çünkü onlar Yakup'u avuttular, Onun kutsal inancını ve umudunu kurtardılar.
11. Zerubbabil'i nasıl yüceltelim? O, sağ elindeki mühür yüzüğü gibiydi.
12. Yosadak oğlu Yeşu da öyleydi, Her ikisi yaşamları süresince tapınağı yaptılar, Tanrı için yazgısı sonsuza dek övgü olan Kutsal bir ulus yetiştirdiler.
13. Nehemya'nın da anısı uludur, O, yıkılan duvarlarımızı yeniden kurdu. Sürgü sürerek kapanan kapıları onardı, Evlerimizi yeniden yaptı.
14. Yeryüzünde Hanok'a eşit olan kimse yaratılmamıştır, Çünkü kendisi göğe alınmıştır.
15. Doğan hiç kimse Yusuf gibi olmamıştır, O, erkek kardeşlerinin önderi, Ulusunun desteğiydi, Onun kemiklerine saygı gösterildi.
16. İnsanlar arasında Sam ve Ham onurlandırıldı, Ama Adem yaşayan tüm yaratıklardan üstündür.

BÖLÜM 48

1. İlyas Peygamber alev gibi parladı, Sözü meşale gibi göz kamaştırdı.
2. Ulusunu kıtlığa mahkûm eden, Aşırı gayretle ulusunun büyük bir kısmını yok eden oydu.
3. Tanrı'nın sözüne uyarak gözlerini kapadı, Üç defa yangına neden oldu.
4. İlyas, mucizelerinde ne görkemliydin! Gururlanmak için sayısız nedenin var, Senin gibi kim övünebilir?
5. Bir cesedi dirilttin, Yüce Tanrı'nın sözüyle onu Şeol'de dirilttin.
6. Kralların yıkımına neden oldun, İleri gelenleri yataklarından çekip sürükledin.
7. Sina Dağı'nda paylamayı, Horev'de ceza veren kararları işittin.
8. Öç alacak kralları, yerine geçecek peygamberleri meshettin,
9. Bir ateş kasırgasında, Ateşten atların çektiği iki tekerlekli savaş arabasıyla yukarıya alındın.
10. Diriliş gününü bildiren peygamberlikler senin adını veriyor, Öfkenin belirmesi sona ermeden Tanrı'nın öfkesini yatıştıracaksın. Babaların yüreklerini çocuklarına doğru çevirecek, Yakup'un oymaklarını eski durumuna getireceksin.
11. Seni görenler, sevgiyle uykuya dalanlar mutlu olacaktır, Çünkü bizim de yaşamımız sürecektir.
12. Kasırga İlyas'ın kefeni oldu, Elişa onun ruhuyla doldu. Yaşamı süresince hiç bir devlet başkanı İradesini yitirmesine neden olamadı, Hiç kimse ona boyun eğdiremedi.
13. Hiç bir iş onun için zor değildi, Ölürken bile bedeni peygamberlikte bulundu.
14. Yaşamı süresince harikalar yarattı, Ölürken yaptıkları olağanüstüydü.
15. Bütün bunlara karşın insanlar pişman olmadı, Günah işlemekten vazgeçmedi, Sürü halinde ülkelerinden dışarıya gönderilinceye, Bütün dünyaya dağılıncaya dek!
16. Ülkede kalanların sayısı azdı, Yöneticiyse Davut soyundandı. Bir bölümünün tutumu Tanrı'yı sevindirdi, Öbürleriyse birbiri ardından günah işlediler.
17. Hizkiya kentini güçlendirdi, Gereken su rezervini sağladı. Demirle kayaların içine tünel açtı, Sarnıçlar yaptırdı.
18. O günlerde Sanherib ülkeye saldırdı, Rabşake'yi gönderdi, İsrail halkına karşı el kaldırdı, Haddini bilmeyerek yüksek sesle övündü.
19. O zaman onların yürekleri, elleri titredi, Doğum sancıları çeken bir kadının sancısını duydular.
20. Tanrı'ya yalvarıp lütfuna sığındılar, Ellerini O'na uzattılar. Tanrı gökte onları çabucak duydu, Yeşaya aracılığıyla onları kurtardı.
21. Asur ordusunun ordugahına saldırdı, O'nun meleği Asurlular'ı kılıçtan geçirdi.
22. Çünkü Hizkiya'nın tutumu Tanrı'yı sevindirecek biçimdeydi, O, atası Davut'un davranışlarına uyuyordu. Peygamber Yeşaya ona böyle yapmasını emretmişti, O, önsezisi güvenilir, büyük bir insandı.
23. Onun zamanında güneş yerinden oynayıp geri gitti, Kralın yaşamını uzattı.
24. Ruhun gücüyle en sonraki şeyleri görüyor, İsrail halkındaki yaslı kimseleri avutuyor,
25. Sonsuza dek geleceği bildiriyor, Gizli şeyleri ortaya çıkmadan epey önce açıklıyordu.

BÖLÜM 47

1. Ondan sonra Natan ortaya çıktı, Davut zamanında peygamberlikte bulundu.
2. Paylaşılan kurbanda yağ bir tarafa konduğu gibi, Davut da İsrail'in bütün halkı arasından özellikle seçilmiştir.
3. Çocuklarla oynar gibi aslanlarla oynardı, Sürüdeki kuzularmış gibi ayılarla oynardı.
4. Daha çocukken dev gibi adamı öldürüp Ulusunu utanç duygusundan kurtarmamış mıydı, Elini çıkarıp taşı sapanla atmamış mıydı, Golyat'ın küstahlığını yok etmemiş miydi?
5. Çünkü o, yüce Tanrı'ya seslenmişti, Tanrı'nın sağ koluna verdiği güçle Büyük bir savaşçıyı öldürmüş, Böylece ulusuna övünme olanağı sağlamıştı.
6. Bu nedenle ona sonsuz saygı gösterdiler, Tanrı'ya şükrederken onu övdüler, Ona bir övgü tacı sundular.
7. Çünkü o düşmanlarını her tarafta kılıçtan geçirdi, Kendisine düşman olan Filistliler'i yok etti, Bugüne dek onların sesini kıstı.
8. O, tüm etkinliklerinde övgü* dolu sözlerle Yüce Tanrı'ya hamdediyordu. Ezgilerini içtenlikle okuyordu, Çünkü yaratanı seviyordu.
*Burada sözü edilen Kutsal Kitap'taki Mezmurlar Kitabı'dır.
9. Okunan ezgilerin müzikle daha tatlı olması için Sunağın önüne arp koydu.
10. Onun sayesinde şölenler görkemli, Bayramlar ciddi ve gösterişli oldu. Tapınakta gün doğmasıyla Tanrı'nın kutsal adını öven ezgiler duyuldu.
11. Tanrı onun günahlarını ortadan kaldırdı, Onun adını sonsuza dek yüceltti. Ona bir krallık antlaşması, İsrail'de görkemli bir taht verdi.
12. Bilge oğlu babası Davut'un tahtına varis oldu, Onun sayesinde tasasız bir yaşam sürdü.
13. Süleyman barış zamanında saltanat sürdü, Tanrı ona gerçek barışı verdi. Böylece Süleyman Tanrı'nın Tapınağı'nı yapacak, Sonsuza dek sürecek bir tapınak hazırlayacaktı.
14. Gençliğinde sen ne denli bilgeydin, Bir ırmak gibi ağzına kadar zekâyla doluydun!
15. Aklın yeryüzünü kapsıyordu, Yeryüzünü gizemli atasözleriyle doldurdun.
16. Adın uzak adalarda duyuldu, Barışın* için sevildin.
*Süleyman "Barış adamı" anlamına gelir.
17. Ezgilerin, özdeyişlerin, atasözlerin, sert yanıtların Seni dünyanın harikası durumuna getirdi.
18. Rab'bin adına, İsrail'in Tanrısı adına Tenekeler dolusu altın topladın, Gümüşü kurşun kadar yaygın duruma getirdin.
19. Vücudunu kadınlara bıraktın, Şehvetinin kölesi oldun.
20. Onuruna leke sürdün, Var olan malı kötüye kullandın, Böylelikle çocukların öfkeyle karşılandı, Gelecek kuşaklar acı çekecek:
21. Egemenlik ikiye bölündü, Efrayim'den ayaklanan bir krallık ortaya çıktı.
22. Ama bağışlayan Tanrı tutumunu değiştirmez, Sözünden dönmez, Seçtiği konuyu bozmaz, Onu seven insanın mal varlığını yok etmez. Böylece Yakup'a bir artık, Davut'a ondan oluşan bir kök armağan etti.
23. Süleyman atalarının yanında toprağa verildi, Kendi soyundan bir kişiyi yerine bıraktı. Bu kişi ulusun en akılsız bireyiydi, Akılsız Rehavam'ın siyaseti sonucu ülkede ayaklanma oldu.
24. Yerine Nevat oğlu Yarovam geçti, İsrail'i günaha soktu, Efrayim'i kötü yola sürükledi. Arkasından işledikleri günahların sayısı o denli arttı ki, Kendi ülkelerinden uzaklaşmak zorunda kaldılar.
25. Çünkü onlardan öç alınıncaya dek Her türlü günahı işlediler.

BÖLÜM 46

1. Nun oğlu Yeşu savaşta çok güçlüydü, Peygamberlik görevinde Musa'nın halefiydi. Yeşu* adı ona gerçekten yakışıyordu, Cennete gitmek üzere seçilmiş olan Ulusun büyük kurtarıcılarından biriydi. Ona karşı koyan düşmanlarından öç alıyordu, Böylece İsrail'e mirasını vermiş oluyordu.
* Yeşu "Yahve kurtarır" anlamına gelir. Aynı adın Yunancası İsa'dır.
2. Kentlere karşı kılıcını çekip kollarını yukarı kaldırdığı zaman, O denli görkemliydi!
3. Kim o denli kararlılık göstermişti? Tanrı'nın savaşlarını kendisi sürdürüyordu.
4. Eliyle güneşi zapt etmemiş miydi, Bir gün güneşi uzatıp iki güneş durumuna getirmemiş miydi?
5. Düşmanı her yönden sıkıştırırken, Yüce Tanrı'ya, Güçlü Olan'a seslendi. Sert ve şiddetli dolu taneleri yağdırarak Tanrı ona yanıt verdi.
6. O, düşman ülkeye saldırdı, Savaştaki yiğitliğini ülkelerin onaylaması, Karşılarındakinin güçlü Tanrı olduğunu bilmeleri için Bayırda tüm karşı koymayı yok etti.
7. Yeşu'yla Yefunne oğlu Kalev Musa zamanında hep sadık kalmışlardı. Bütün topluluğun karşısında durup Ulusun günah işlemesini önlemiş, Halkın ayaklanacağı yolundaki fısıltıları susturmuşlardı.
8. Bu nedenle hareket halindeki altı yüz bin askerden Sadece bu ikisi kalmıştı, Bu ikisi miraslarına konmuştu. Çok şeyden zevk alıp Hoşça zaman geçirebilecekleri topraklara yerleşmişlerdi.
9. Tanrı Kalev'i güçlü kıldı, Yaşlılığına dek o güçlü kaldı. Bu güçle Kalev ülkenin dağlık yerlerinde yürüyüş yaptı, Onun soyundan gelenler bu yerlerin mirasçısı oldular.
10. Tanrı yolunda olmanın iyi olduğunu İsrail'in bütün halkı görsün diye.
11. Hakimler de her biri çağrılmıştı, Onların yüreği sevgi bağlılığından yoksun değildi. Onlar Tanrı'ya sırt çevirmediler, Onların anısını kutsayalım!
12. Kemikleri kabirlerinde tekrar çiçek açsın, Bu ünlü kişilerin adları Çocuklarında yeniden yaşasın.
13. Samuel Tanrı'nın sevgilisiydi, Tanrı'nın peygamberiydi, krallığı kurdu, Ulusunu yönetecek kişileri meshetti,
14. Toplumu Tanrı'nın yasasına göre yargıladı. Tanrı Yakup'u korudu.
15. O, sadakati sayesinde bir peygamber olarak kabul edildi, Sözleriyle güvenilir bir kâhin olarak tanındı.
16. Düşmanları onu her taraftan sıkıştırırken, Güçlü Tanrı'ya seslendi, O'na bir kuzu kurban etti.
17. Gök gürlemesiyle Tanrı'nın gürleyen yüksek sesi duyuldu.
18. Tanrı düşmanın önderlerini, Filistliler'in bütün başkanlarını kılıçtan geçirdi.
19. Ölmeden önce Tanrı'nın ve meshettiği yöneticilerinin katında tanıklık etti: "Bir kişiyi herhangi bir maldan, Hem de bir çarıktan bile yoksun bırakmadım." Kimse onu suçlamadı.
20. Uyuduktan sonra yeniden kehanette bulundu. Kralı uyarıp öleceğini bildirdi. Yeryüzünde sesini yükselterek gelecekten haber verdi, Amacı, insanların günahlarını ortadan silmekti.

BÖLÜM 45

1. Musa'yı yüce gönüllü bir erkek olarak yaratmıştır, Onunla tüm insanlar ilgilenip güler yüz göstermiştir*. Musa'nın anısı kutsaldır, O hem Tanrı'nın hem de insanların sevgilisiydi.
*Elde var olan metinden bu iki satır Mu­sa'yla ilgilidir, temelinde Yusuf'la ilgili ol­ması olanaklıdır.
2. Tanrı Musa'nın ününü Diğer kutsal kişilerin ününe eşit kılmıştır, Onu güçle donatmıştır, Düşmanları ondan yılmışlardır.
3. Musa konuşunca Tanrı mucizeleri durdurdu, Krallar Musa'ya büyük saygı gösterdiler. Tanrı Musa'ya ulusu için buyruklar verdi, Ona kendi görkeminden bir parça gösterdi.
4. Tanrı bağlılığı ve sevecenliği için Musa'yı kutsadı, Bütün insanların içinde onu seçti.
5. Musa'nın sesini duymasına izin verdi, Karanlıkta ona yol gösterdi. Yaşam ve bilim yasasını Yakup'a, Yargılarını İsrail'e bildirmesi için Onunla yüzyüze gelip ona buyruklar verdi.
6. Tanrı Harun'u da Musa gibi kutsal bir erkek olarak yetiştirdi, Onun kardeşiydi ve Levi oymağındandı.
7. Tanrı Harun'la sonsuza dek bir antlaşma yaptı, Onu ulusunun kâhini olarak atadı. Harun'u etkileyici giysilerle süsledi, Ona görkemli bir giysi giydirdi.
8. Onu olağanüstü kusursuz yaptı, Ona yetki simgelerini verdi: Şalvar, uzun cüppe, efod.
9. Cüppenin etrafına giymek için ona nar verdi, Her adımda uyumlu biçimde çalacaktı. Etrafına giyeceği çok sayıda altın ziller verdi, Zil sesinin tapınakta duyulması, Ulusunun çocuklarına anımsatması için.
10. Ona, bir nakkaşın yaptığı, altın ve erguvani renkte, Mor renk tonunda, kırmızı, kutsal bir cüppe verdi. Göğüs üzerinde taşınan yargı simgesi Urim'le Tummim'i verdi, Bir zanaatçının işiydi, örgüsü koyu kırmızı renkteydi.
11. Mühür biçiminde kesilmiş değerli taşlar verdi, Bu taşlar altına monte edilmişti, bir kuyumcu işiydi. Taşların üzerine oyulan yazılar İsrail oymaklarını simgeliyordu.
12. Ona sarığının üstüne koyması için altın bir taç vermişti, Üzerinde kendini adama mührü vardı. Olağanüstü bir süs eşyası, harika bir işçilik, Göz kamaştıran bir ziynet.
13. Ondan önce böyle güzel şeyler yoktu, Ondan başkası da bunları asla kullanmamıştır. Ancak onun erkek çocukları Ve sonsuza dek onun soyundan gelenler Bu giysileri ve süs eşyasını kullanmıştır.
14. Onun sunduğu kurbanlar tümüyle yanıyordu, Günde iki kez devamlı yanıyordu.
15. Musa onu adayıp Kutsal zeytinyağıyla meshetmiştir. Bu onun için sonsuza dek yapılmış bir antlaşmaydı, Cennet yerinde durduğu sürece Onun soyundan gelenler için de geçerliydi. Bu antlaşma nedeniyle o, tapınmayı denetleyecek, kâhin olacak, Tanrı'nın adına ulusunu kutsayacaktı.
16. Tanrı'ya kurbanlar sunması, Bir anı olarak buhur ve yatıştırıcı güzel kokular sunması, Ulusunun bağışlanması için Tanrı onu tüm yaratıklar arasından seçmişti.
17. Yakup'a buyruklarını bildirmesi, İsrail'i yasa konusunda aydınlatması için Tanrı ona buyruklarını emanet etti, Yazılı yasayı teslim etti.
18. Başkaları ona karşı birleşti, Çölde onu kıskanıyorlardı, Datan, Aviram ve taraftarları, Korah, taşkın ve öfkeli yandaşlarıyla birlikte.
19. Tanrı onları gördü, canı sıkıldı, Çok öfkelendi, onları yok etti. Mucizelerle onları etkiledi, Alev alev yanan ateşinde onları yakıp yok etti.
20. Harun'un görkemini arttırdı, Ona bir miras bıraktı. İlk meyvelerin en kusursuzunu onun payına bıraktı, Her şeyden önce ona bol ekmek verdi.
21. Böylece Tanrı'ya verilen sunuları yiyebiliyorlardı, Çünkü Tanrı onları Harun'a ve onun soyundan gelenlere vermiştir.
22. Ama ulusunun toprağından ona miras kalmamıştır, Ulusun bireyleri arasında yalnız Harun'un payı yoktur, Onun payı ve mirası Tanrı'dır.
23. Elazar oğlu Pinehas, övülecek üçüncü kişidir, Çünkü Pinehas Tanrı'dan korkuyor, Olağanüstü çalışıyordu. Ulusu ayaklandığı zaman o yolundan dönmedi, Sadık ve yürekliydi. Böylece İsrail için kefaret etti.
24. Bu nedenle onunla bir barış antlaşması onaylandı, Kendisi hem tapınağın hem de ulusun yöneticisi oldu. Gerek kendisine gerek soyundan gelenlere Sonsuza dek en yüksek kâhin ünvanı verildi.
25. Yahuda oymağından İşay oğlu Davut'la da Antlaşma yapıldı, Krallık babadan salt bir tek oğla geçmekteydi, Ama Harun'un kâhinliği tüm soyuna verilmiştir.
26. Tanrı yüreklerinize bilgelik versin*, Böylece ulusunu erdemli biçimde yargılarsınız. Atalarınızın erdemleri asla kaybolmaz, Onların görkemi onların soyundan gelenlerde kalır.
*Bu sözler 'Harun soyundan gelen' çağdaş kişilere söylenmektedir.

BÖLÜM 44

1. Bundan sonra kutsalları övelim, Birbirini izleyen kuşaklarda atalarımızı övelim.
2. Tanrı görkemli pek çok şey yarattı, En eski çağlardan başlayarak yüceliğini gösterdi.
3. Bazıları kraldı, her şey onların buyruğundaydı, Güçlü olmakla ün salmışlardı. Bazılarıysa akıllı danışmanlardı, Peygamberlere yaraşır kehanette bulunuyorlardı.
4. Bazıları öğüt vererek ulusa yol gösteriyor, Halkın düşüncesini anlıyor, Öğretilerini bilgece sözlerle yapıyorlardı.
5. Bazıları beste yapıyor, Ezgiler yazıyordu.
6. Bazıları varlıklı ve güçlüydü, Dirlik düzenlik içinde evlerinde yaşıyorlardı.
7. Bütün bu kişileri çağdaşları onurlandırıyordu, Onlar zamanın ünlüleriydi.
8. Bazılarının saldığı ün yaşamlarından sonra sürüp gider, Onlardan şimdiye dek içtenlikle, övgüyle söz edilir.
9. Oysa bazıları hiç bir anı bırakmamış, Hiç yaşamamış gibi yok olmuşlardır. Şimdi onlar hiç var olmamış gibidir, Onların çocukları da aynı durumdadır.
10. Ama burada yüce gönüllü erkeklerin listesi vardır, Onların başardığı güzel işler unutulmamıştır.
11. Onları izleyen kuşaklara Güzel bir miras kalmıştır.
12. Onları izleyen kuşaklar antlaşmaları desteklemektedir, Onların sayesinde torunlarının da tutumu özdeştir.
13. Onların çocukları sonsuza dek yaşayacaktır, Saldıkları ün sürüp gidecektir.
14. Onların vücudu huzurla gömülmüştür, Adları tüm kuşaklarla yaşayacaktır.
15. Uluslar onların bilgeliğini bildirecek, Kutlama törenleri düzenleyip onlardan övgüyle söz edecektir.
16. Hanok Tanrı'yı hoşnut etti ve göğe alındı, Bu olgu bütün kuşaklara Tanrı yolunda yürümeleri için bir örnek oluşturur.
17. Nuh kusursuz denecek kadar erdemliydi, Öfke çağında insanlığa bir başlangıç oldu, Tufan gelince onun sayesinde yeryüzünde birkaç kişi kaldı.
18. Onunla sonsuza dek antlaşmalar yapıldı, Bu antlaşmalara göre bundan böyle Yaşayan bir yaratık asla tufan nedeniyle ölmeyecekti.
19. İbrahim çok sayıda ulusun yüce atasıdır, Hiç kimse asla İbrahim kadar ünlü olmamıştır.
20. O yüce Tanrı'nın yasasına uymuş, O'nunla antlaşma yapmıştır. İbrahim bu antlaşmayı kendi soyuyla sağlama bağlamış, Büyük sıkıntıdayken antlaşmaya içtenlikle bağlı kalmıştır.
21. Bu nedenle Tanrı Onu izleyecek kuşakların uluslarını kutsayacağına dair İbrahim'e söz verip ant içmiştir. Topraktaki toz kadar onları çoğaltacağına, Onu izleyecek kuşakları yıldızlar gibi yükselteceğine, Onlara miras olarak bir denizden diğerine, Irmaktan dünyanın öbür ucuna dek uzanan toprakları vereceğine dair İbrahim'e söz verip ant içmiştir.
22. Tanrı, Dahası İbrahim'in hatırı için İshak'a da
23. Bütün insanların hayır dualarını sağlayacağına söz vermiştir. Antlaşmanın Yakup'un başına dayanmasına neden olmuştur. Onu kutsamış, ona miras olarak toprağı vermiştir, Toprağı paylara ayırıp on iki oymak arasında bölmüştür.

BÖLÜM 43

1. Yüksekliklerin gururu parlak gökyüzü, Böylece görkemli bir görünümle gökyüzü ortaya çıkar.
2. Güneş doğarken şöyle der: "Yüce Tanrı'nın yapıtı olağanüstüdür!"
3. Güneş doruk noktasındayken ülkeyi aşırı sıcaktan kavurur, Onun saçtığı ışığa kim dayanabilir?
4. Kişi sıcağı elde etmek için ocağı yakmalıdır, Güneş dağları üç misli yakar. Yakıcı bir ateş yayar, Birden parlayan ışınları insanın gözünü kamaştırır.
5. Güneşi yaratan, Sözüyle onun yönünü saptayan Tanrı uludur.
6. Aya gelince, o her şeyi vaktinde yapar, Ayları belirtir ve zamanı böler,
7. Bayramları bildirir. Dolunay ışık veren bir cisimdir, Ayın on beşinden sonra ay küçülür.
8. Aylar adını ondan alır, O, değişik görünümlerinde kusursuz biçimde büyür. Ay yükseklerde var olan çokluğun sancağıdır, Gökyüzünde parlar.
9. Yıldızların görkemi yeryüzünün güzelliğine neden olur, Tanrı'nın yarattığı yüksekliklere parlak bir süs oluşturur.
10. Tanrı'nın sözüyle yıldızlar O'nun buyurduğu gibi dururlar, Nöbet tutma işini asla aksatmazlar.
11. Gökkuşağına bak ve onu yaratanı öv, Görkemi olağanüstü güzelliktedir.
12. Gökkuşağı gökyüzünde yüce Tanrı'nın sürüklediği Görkemli bir kuşak oluşturur.
13. O'nun buyruğuyla kar yağar, Şimşek çakar.
14. Aynı biçimde hazineleri açılır, Bulutlar kuş gibi dışarı uçar.
15. O, büyük gücüyle bulutları yığar, Dolu yağdırarak onları titretir.
16-17. O'nu görünce dağlar sallanır, O gürleyince toprak sıkıntıyla debelenir. O'nun iradesiyle güney rüzgârı eser, Kuzeyden fırtına ya da kasırga gelir. Konan kuşlar gibi kar yağdırır, Yerleşen çekirgeler gibi kar yere düşer.
18. Beyaz karın güzelliği bakan gözü hayran eder, İnsanın aklı karın yağmasına şaşar.
19. Toprağın üstüne tuz gibi kırağı da döker, Donunca kırağı kıl gibi diken diken olur.
20. Soğuk rüzgâr kuzeyden eser, Suyun üstü buz tutar. Buz suyun yayıldığı alanlara yerleşir, Su bir göğüslük zırhı gibi buzla kaplanır.
21. O, dağları tümüyle yutar ve çölü kavurur, Ateş gibi bitkileri yok eder.
22. Ama pus her şeyi zamanında düzeltir, Taze yaşam veren çiy sıcağı izler.
23. O, beceriklidir, denizin dibini zararsız duruma getirmiş, Araya adalar dikmiştir.
24. Deniz yolculuğu yapanlar bu işin tehlikelerini bize anlatırlar, Söylediklerini duyunca şaşırırız.
25. Çünkü denizde de görülmemiş olağanüstü yaratıklar, Her çeşit hayvan, çok iri deniz canavarları vardır.
26. O'nun sayesinde her şeyin sonu iyi olur, O'nun sözüyle her şey bir arada kalır.
27. Biz çok daha fazlasını söyleyebiliriz, ama yine yeterli olmaz, Sözün kısası: "Her şey O'dur".
28. O'nu övmek için gereken gücü nereden bulacağız? Çünkü O, uludur, bütün yarattıklarından üstündür.
29. O, korku ve saygı uyandıran Tanrı'dır, yüceliği harika, Gücü olağanüstüdür.
30. Tanrı'yı överken O'nu yücelt, elinden geldiği kadar öv. O senden üstündür. O'nu yüceltirken bütün gücünü kullan, Yorulma, asla tükenmeyeceksin.
31. O'nu kim gördü ki tanımlasın? O'nu gereği gibi kim övebilir ve yüceltebilir?
32. Bunlardan da büyük pek çok gizem vardır, Çünkü bizler az sayıda yaptığı işleri gördük.
33. Her şeyi yaratan Tanrı'nın kendisidir, O, inançlı kişilere bilgelik vermiştir.

BÖLÜM 42

1. Bazı şeylerden utanman gerekmez, Başkaları ne düşünür kaygısıyla sakın günaha girme!
2. Yüce Tanrı'nın yasasından ve antlaşmadan utanma, İnançsızı suçsuz çıkaran yargıdan,
3. Birlikte yolculuk yaptığın arkadaşınla Dikkatli hesap tutmaktan, Dostlarının mülküyle ilgili kararlar vermekten utanma.
4. Terazi ile tartıda doğru olmaktan, az ya da çok kâr etmekten,
5. Pazarlık ederek para kazanmaktan utanma. Çocuklarına sıkı disiplin uygulayıp onları cezalandırmaktan, Kötü bir köleyi kan akıncaya dek kırbaçlatmaktan utanma.
6. Eşin her işe karışıyorsa mührünü kullanmak yerinde olur, Çok sayıda işçin varsa her şeyi kilit altında sakla.
7. Ambardan malları sayarak, tartarak çıkart, Masrafları ve eline geçen parayı yaz.
8. Akılsız bir adamı ya da ahmağı, Gençlerle tartışan yaşlı ve bunak kişiyi Cezalandırmaktan utanma. O zaman gerçek bir aydın olduğunu göstermiş olursun, Herkes davranışlarını uygun bulur.
9. Kızı için babanın uykusu kaçar, ama kızı bunu bilmez, Baba kızı için tasalanır, uykusu kaçar: Kız gençken babası ya hiç evlenemezse diye düşünür, Kızı evliyse, ya kocası ondan soğursa diye kaygılanır.
10. Kız erdense, ya kızlığı bozulursa, Baba evindeyken gebe kalırsa diye kaygılanır. Evlendikten sonra ya kötü yola saparsa, Ya kısırsa diye tasalanır.
11. Kızın dikbaşlı mı? Çok dikkatli ol, Kızın yüzünden düşmanlarının karşısında Gülünecek duruma düşmeyesin, Kentte söylenti konusu olmayasın. Bayağı dedikoduların hedefi olmayasın, Kızın herkesin önünde seni rezil etmesin.
12. Yakışıklı bir erkeğe gözünü dikip bakma, Kadınlarla oturma.
13. Çünkü güveler elbiselerden gelir, Kadının kini kadından gelir.
14. Bir erkeğin öç alma duygusu Bir kadının sevecenliğinden daha iyidir, Kadınlar utanç ve kınamaya neden olur.
15. Bundan sonra Tanrı'nın yaptıklarını sana anımsatmak, Gördüklerimi anlatmak isterim. Tanrı'nın sözüyle yaptıkları ortaya çıkar, Bütün yaratılış O'nun iradesine boyun eğer.
16. Nasıl ki parlayan güneş her şeyi gözetiyorsa, Aynı biçimde Tanrı'nın yaptıkları da O'nun görkemini yansıtır.
17. Tanrı harikalarını bildirme yeteneğini Kutsal yaratıklarına* bağışlamamıştır, Her Şeye Gücü Yeten Tanrı evrenin görkeminde durağan olması için Harikalarını sağlam bir biçimde düzenlemiştir.
*Burada sözü edilen "kutsal yaratıklar" me­leklerdir.
18. O, denizleri ve yürekleri etraflıca anlamış, Dolambaçlı ve özel biçimlerini kavramıştır. Çünkü yüce Tanrı'nın bütün bilimlerle tanışıklığı vardır, O, çağın belirtilerini gözlemiştir.
19. O, geçmişi ve geleceği bildirir, Gizli şeylerin izlerini açığa çıkarır.
20. Hiç bir düşünce gözünden kaçmaz, Bir tek söz O'ndan gizlenemez.
21. O, bilgeliğinin görkemli yapıtlarının Bir düzene uymalarını zorunlu kılmıştır, O, öncesizlikten sonrasızlığa dek var olacaktır. O'na hiç bir şey eklenemez, O'ndan hiç bir şey eksiltilemez. O'nun hiç kimsenin öğüdüne gereksinmesi yoktur.
22. O'nun bütün yaptıkları ne denli çekicidir, İnsanın gözünü kamaştırır!
23. Bütün yaptıkları sonsuza dek yaşar, Hangi koşullar altında olursa olsun her şey O'na boyun eğer.
24. Her şey çift yaratılmıştır, her şey karşıtı ile vardır, O, hiç bir şeyi eksik yaratmamıştır.
25. O'nun görkemine gözünü dikip bakmaya kim doyabilir?

BÖLÜM 41

1. Ey ölüm, seni anımsamak ne denli acıdır Mallarıyla mutlu yaşayan, Sıkıntısız yaşayan, varlıklı olan, Beslenecek gücü kendinde bulan insan için.
2. Ey ölüm, senin yargın sevinç vericidir Gücünü kaybetmiş yoksul için, Yaşlanıp yıpranmış, her şeye sıkılan Sevgisi azalmış, dayanacak gücü kalmamış kişi için.
3. Ölüm yargısından korkma, Senden önce gelenleri ve senden sonra gelecekleri anımsa.
4. Tanrı'nın yaşayan yaratıklar için yargısı budur, Öyleyse yüce Tanrı'nın gözünde iyi olan şeylere Neden karşı çıkalım? Yaşamın on yıl, yüz yıl ya da bin yıl sürsün, yaşamının süreci, Şeol'de durumunu değiştirmeyecektir.
5. Günah işleyenlerin çocukları tiksindiricidir, Onlar inançsızların sık sık gittikleri yerlerde bir araya gelirler.
6. Onların mirası yok olacak, Onlardan gelecek kuşaklar sonsuza dek kınanacaktır.
7. İnançsız bir babayı, utanılacak duruma neden olduğu için, Çocukları kınayacaktır.
8. İnançsızlar, sizler için durum kötüdür, Sizler yüce Tanrı'nın yasasını bıraktınız.
9. Doğduğunuz zaman sizlere lanet edilsin diye doğdunuz, Öldüğünüz zaman payınız lanetlenmek olacak.
10. Topraktan gelen her şey toprağa döner, Aynı biçimde lanetlenmiş olan kötüler yok olur.
11. İnsanlar ölüleri için yas tutar, Ama günah işleyenlerin değersiz isimleri Yeryüzünden silinecektir.
12. Saygınlığına dikkat et, çünkü saygınlık Bin tane büyük altın stokundan daha uzun sürer.
13. İyi bir yaşamın belli bir süresi vardır, Ama saygınlık sonsuza dek sürer.
14. Evlatlarım, benim öğrettiklerimi uygularsanız Huzura kavuşursunuz. Saklanan bilgelik ve gizli hazine ne işe yarar?
15. Akılsızlığını gizleyen kişi Bilgeliğini gizleyen kişiye yeğdir.
16. Şimdi söyleyeceklerim utanç duygusuyla ilgilidir, Çünkü her utanç duygusunu beslemek uygun değildir. Her durum herkes tarafından Uygun biçimde değerlendirilemez.
17. Annenle babanın önünde ahlaksız davranıştan utan, Prensin ya da kralın yanındayken yalan söylemekten utan.
18. Yargıcın ya da sulh hakiminin önündeyken Haksızlık yapmaktan utan, Ulusun kurulu katındayken Kurula karşı saygısızlık etmekten utan.
19. Arkadaşının ve dostunun önünde Dalavereli işlere girişmekten utan, Yaşadığın mahallede hırsızlık yapmaktan utan.
20. Tanrı'nın gerçeği ve antlaşması katında Dirseklerini masaya dayamaktan utan.
21. Armağanlarını küçümseyenlere armağan vermekten, Sana selam verenleri görmezlikten gelmekten utan. İffetli olmayan bir kadına gözünü dikip bakmaktan, Bir akrabana sırt çevirmekten utan. Başkasının payını ya da armağanını haksız olarak almaktan, Başkasının eşine kur yapmaktan utan.
22. Başkasının hizmetçi kızıyla sevişmekten, -Onun yatağına yaklaşma-Dostlarının önünde sövüp saymaktan, -Birine bir armağan verdikten sonra ona sataşma-Dedikoduyu yineleyip ayrıntılarıyla anlatmaktan,
23. Sana giz olarak söylenenleri açığa vurmaktan utan. Gerçek utancın anlamını o zaman bileceksin, Herkes sana güler yüz ve yakınlık gösterecek.

BÖLÜM 40

1. Her insan zorlu sıkıntı çeker, Ademoğulları ağır bir boyunduruk altındadır. Analarının rahminden doğdukları günden her şeyin anasına dönecekleri güne dek bu iş böyledir.
2. Öleceği günü düşünen insan dehşete kapılır, Bu konuyu derin derin düşününce Yüreği korkuyla dolar.
3. Görkemli bir tahtta oturan insan için olsun, Toz toprakta ve çöplükte yaşayan yoksul için olsun,
4. Soylu bir aileden gelip başına taç giyen insan için olsun, Çul giyen kişi için olsun, Her şey taşkınlık ve kıskançlıktan, karışıklık ve huzursuzluktan, Ölüm korkusundan, rekabetten ve didişmeden ibarettir.
5. Gece bile insan yatağında yatarken Uyku tasalarına bir yenisini ekler.
6. Dinlenmek için uzandığı zaman, Uykusunda korkunç görüntüler Güpegündüzmüş gibi onu ürkütür. Örneğin savaştan kaçan bir insan görür.
7. Kurtarıldığı anda uyanır, Korkusunun imgesel olması onu şaşırtır.
8. Tüm yaratıklar için, insan olsun hayvan olsun, Günah işleyenler için yedi misli fazla,
9. Ölüm, kan, didişmek, kılıç vardır, Yıkım, kıtlık, acı, bela vardır.
10. Bütün bunlar inançsızlar için yaratılmıştır, Nuh tufanı onların yüzünden oluşmuştur.
11. Topraktan gelen her şey toprağa, Sudan gelen her şey denize döner.
12. Rüşvet ve haksızlık yeryüzünden silinecek, Ama içtenlik sonsuza dek yaşayacaktır.
13. Haksızlık yapan kişilerin varlığı sel gibi kuruyacak, Şiddetli yağmurda gök gürlemesi gibi parçalanacaktır.
14. Cömertlikle veren sevinecek, Yasa tanımayanlarsa düşecek.
15. İnançsızların çocukları az dal verir, Temiz olmayan kökler sert kayalara çarpar.
16. Göllerle ırmakların kıyısındaki kamışlar Her türlü ottan önce kökünden çekip çıkarılacaktır.
17. Sevecenlik bereketlerle dolu cennet bahçesi gibidir, Cömertlik sonsuza dek kalıcıdır.
18. Çok çalışanla varlıklı için yaşam güzeldir, Ama bir hazine bulan kişinin durumu her ikisinden de iyidir.
19. Kişinin ününü, çocukları ve kurduğu kent yapar, Ama bilgeliği keşfetmek, her ikisinden de iyidir. Sığırlar ve üzüm bağları insana ün sağlar, Ama kusursuz bir eş, her ikisinden daha değerlidir.
20. Şarap ve müzik insanın yüreğine sevinç verir, Ama bilgeliği sevmek, her ikisinden de iyidir.
21. Flüt ve arp bir şarkıyı daha tatlı yapar, Ama tatlı bir ses her ikisinden de iyidir.
22. Gözler incelik ve güzellik arar, Ama ilkbaharda yetişen mısırın yeşil rengi Her ikisinden de iyidir.
23. Bir dost ya da arkadaşla karşılaşmak her zaman iyidir, Ama mutlu karı koca her ikisinden de iyidir.
24. Erkek kardeşler ve akrabalar zor günlerde iyidir, Ama yardımsever cömertlik her ikisinden de iyidir.
25. Altın ve gümüş sarsılmanı önler, Ama yararlı bir öğüt her ikisinden de iyidir.
26. Para ve güç insanın yüreğine güven duygusu verir, Ama Tanrı korkusu her ikisinden de iyidir. Tanrı'dan korkan kişinin hiçbir eksiği yoktur, Onun başka bir dost araması gerekmez.
27. Tanrı korkusu bereketlerle dolu cennet bahçesi gibidir, İnsana parlaktan da öte bir giysi giydirir.
28. Oğlum, başkalarından dilenerek yaşamını sürdürme, Bir dilenci olmaktansa ölmek daha iyidir.
29. Sürekli başkasının masasına göz diken insanın yaşamı Hiç bir zaman bir yaşam sayılamaz. Başka insanların besiniyle boğazını kirletir, Görgülü, aydın kişi asla böyle bir davranışta bulunmaz.
30. Utanmaz adamın dudakları için dilenmek kolaydır, Ama er geç dilencilik karnını tutuşturacaktır.

BÖLÜM 39

1. Tanrı'nın yasasını canı gönülden düşünen İnsanın durumu değişiktir. Atalarından kalma bilgelik konusunda incelemeler yapar, Günlerini kehanetlerle ilgilenmekle geçirir.
2. Ünlü kişilerin söylevlerini saklar, Atasözlerinin inceliklerini yadırgamaz.
3. Bunların gizli anlamlarını irdeler, Anlaşılmayan yönlerini etraflıca düşünür.
4. Prenslere hizmet eder, Yöneticilerin katında bulunur. Yabancı ülkelere yolculuk eder, İnsanın yaptığı iyilik ve kötülük konusunda deneyimlidir.
5. Gün doğarken tüm yüreğiyle Onu yaratan yüce Tanrı'ya başvurur, Tanrı katında yalvarır, Dua etmek için ağzını açar, Günahları için dileğini bildirir.
6. Yüce Tanrı'nın iradesi buysa, Onun ruhu her şeyi kavrayacak, Bilgece sözleri çok sık söyleyecek, Dualarında Tanrı'ya şükredecektir.
7. O, amacında ve bilimde dürüst olacak, Tanrı'nın bilinmeyen gizleri konusunda düşünüp taşınacaktır.
8. Yaptığı eğitimi gösterecek, Tanrı'yla yapılan antlaşmanın yasası ona kıvanç verecektir.
9. Pek çok kimse onun kavrama yeteneğini övecektir, Bu asla unutulmayacaktır. Anısı her zaman yaşayacak, Adı kuşaktan kuşağa anılacaktır.
10. Uluslar onun bilgeliğini herkese duyuracak, Toplum ondan övgü ile söz edecek ve bu olayı kutlayacaktır.
11. O uzun süre yaşarsa, adı binlerce addan daha ünlü olacaktır, Şayet ölürse buna da razı olacaktır.
12. Daha derin düşünmek istiyorum, Bu düşünceler dolunay gibi beni kaplamış durumda.
13. Dindar çocuklar, beni dinleyin, Dere kenarında yetişen gül gibi açın.
14. Buhur gibi tatlı koku yayın, Zambak gibi çiçek açın, güzel kokunuzu çevreye yayın. Bütün yapıtları için Tanrı'ya hamdedin, O'nu içtenlikle övün.
15. Tanrı'nın yüce adını bildirin, Ezgilerle ve arp çalarak O'nu övdüğünüzü bildirin, O'nu içtenlikle şöyle övmelisiniz:
16. "Tanrı'nın tüm yapıtları olağanüstüdür! O'nun buyrukları derhal yerine getirilir." "Bu nedir? Bu niçin böyledir?" gibi sorular sormamalısın, Zamanı gelince her şey incelenecektir.
17. O'nun sözüyle sular akmaz, birikir, Ağzından çıkan bir sözle sular durur.
18. O'nun buyruğuyla dilediği hemen olur, O'nun kurtarma gücünü hiç kimse azaltamaz.
19. Bütün yaratılmışların etkinlikleri O'nun katındadır, Hiç bir şey O'nun gözünden kaçmaz.
20. O'nun bakışı öncesizlikten sonrasızlığa doğru uzanır, Hiç bir şey onu şaşırtamaz.
21. "Bu nedir? Bu niçin böyledir?" dememelisin, Bütün yaratılmışların kendine özgü işleri vardır.
22. Tanrı'nın kutsaması kurak toprağı bir ırmak gibi kaplar, Sel gibi onu emer.
23. Aynı biçimde öfke O'nun ülkelere bıraktığı mirastır, Tıpkı tatlı suları tuza dönüştürmesi gibi.
24. O'nun tutumu dindar kişiler için yumuşaktır, Ama kötü kişilerin yoluna bir sürü engel dikilir.
25. Başlangıçtan beri iyi şeyler iyi insanlar için yaratılmıştır, Kötülükler günah işleyenler içindir.
26. Yaşamak için insanların en önemli gereksinimleri su, ateş, demir ve tuzdur, Buğday, un, süt ve baldır, Üzüm suyu, zeytinyağı ve giysidir.
27. Bütün bunlar iyi insanlar için iyidir, Ama günah işleyen kişiler için kötü olurlar.
28. Bazı rüzgârlar cezalandırmak için yaratılmıştır, O rüzgârları öfkesinin kamçısı olarak yarattı. Kıyamet gününde rüzgârlar güçlerini serbest bırakır, Onları yaratanın öfkesini dindirir.
29. Ateş, dolu, kıtlık, ölüm, Bütün bunlar cezalandırmak için yaratılmıştır.
30. Yabanıl hayvanların dişleri, akrepler, engerekler, İnançsızları yok edecek olan öç kılıcı,
31. Bütün bunlar O'nun buyruklarını kıvançla yerine getirir. O istediği zaman onlar yeryüzünde hazırdır, Zamanı gelince O'nun buyruklarına uyarlar.
32. Bu nedenle başından beri kararlıydım, Düşünüp taşındım, oturup yazdım:
33. "Tanrı'nın bütün yaptıkları iyidir, Zamanı gelince her eksiği giderir."
34. "Bu ondan beter" dememelisin, Çünkü her şey zamanı gelince değerini gösterir.
35. Bu ortamda bütün yüreğinle ve var gücünle ezgiler oku, Rab'bin adına övgüler sun!

BÖLÜM 38

1. Hekimi onurlandır, Sana yaptığı hizmetler karşılığında hakkı olan onuru ona ver, Çünkü hekimi yaratan Tanrı'dır.
2. Şifa veren yüce Tanrı'dır, Tıpkı bir kralın armağan vermesi gibi.
3. Hekimin bilgisi onun başını dik tutmasına neden olur, Krallar ondan korkar, ona saygı duyar.
4. Tanrı yeryüzünde ilaçları var etmiştir, Akıllı adam bu ilaçları küçümsemez.
5. Bir zamanlar bir tahta parçası suyu tatlılaştırmamış mıydı, Böylece etkisini kanıtlamamış mıydı?
6. O, insanlara bilgi de vermiştir, Böylece görkemli yapıtlarını övmeleri için İnsanlara olanak tanımıştır.
7. O, şifa vermek ve acıyı dindirmek için ilaçlar kullanır, Kimyacı ilaçlardan bir karışım oluşturur.
8. Böylece O'nun etkinlikleri sonsuzdur, O'nun sayesinde sağlık tüm dünyada yayılır.
9. Oğlum, hastalanınca moralini bozma, Ama Tanrı'ya dua et, O sana şifa verecektir.
10. Kusur işlemekten vazgeç, ellerini kirletme, Her türlü günahtan yüreğini arındır.
11. Buhur yak, O'nu anmak için ince un sun, Sunularında gücünün yettiği kadar cömert davran.
12. Ondan sonra hekime güven Tanrı onu da yarattı, Hekim seni bırakıp gitmesin, çünkü ona gereksinmen var.
13. Kimi kez başarı onların elindedir,
14. Çünkü hekimler de Tanrı'ya yalvarıp O'nun lütfuyla acıyı dindirmeyi, Şifa vermeyi ve yaşam kurtarmayı O'ndan rica ederler.
15. Bir insan O'nu yaratanın gözünde günah işlemişse Hekim onu tedavi ederken ölmesi yerinde olur.
16. Oğlum, ölen kişi için gözyaşı dök, Acını göstermek için feryat et. Onun vücudunu gereken törenle göm, Mezarını onurlandırmaya önem ver.
17. Acı duyarak ağla, içtenlikle feryat et, Ölen insan için hak ettiği gibi yas tut, Bir veya iki gün yas tut ki, Bu konuda eleştirilere hedef olmayasın, Ondan sonra acın dinsin ve avunmaya bak.
18. Çünkü acının sonucu ölüm olabilir, Acı çeken bir yürek seni güçsüz bırakır.
19. Bırak da acın cenaze töreniyle son bulsun, Acı dolu bir yaşam kişinin bilincini yorar.
20. Yüreğinin acıyla dolmasına izin verme, Acıyı defet, kendi sonunu düşün.
21. Geriye dönüş olmadığını anımsa, Sen ölüye yardım edemezsin ve kendine kötülük edersin.
22. Kötü yazgını anımsa, Çünkü sen de aynı duruma düşeceksin. "Dün benim günümdü, bugünse gün senindir."
23. Ölen insan gömüldükten sonra anısını rahat bırak, O can verdikten sonra onun için kendini üzme ve söylenme.
24. Boş zaman sayesinde yazman bilge olur, İşleri çok olmayan kişi bilge olur.
25. Saban süren kimse nasıl bilge olsun, Onun salt tutkusu üvendireyi kullanmaktır. O, çift öküzlerini sürerken zihni onların yaptığı işi izler, Söyledikleri de her zaman sığırlarla ilgilidir.
26. Onun aklı sabanın açtığı izdedir, Gecelerini düvelerini şişmanlatmakla geçirir.
27. Her işçi ve zanaatçı da aynı durumdadır: Gece gündüz çabalarlar. Mühür hak eden kişiler Her zaman yeni resim taslakları düşünürler, İyi bir tanım yapmayı çok isterler. Yaptıkları işin kusursuz olması için Geç saatlere dek çalışırlar.
28. Örsünün yanında oturan demirci aynı durumdadır: Pik demiriyle ne yapacağını, düşünür, Ateşin ısısı derisini hafifçe yakıp sızlatır, Bir yandan da ocağın sıcaklığıyla uğraşır, Çekicin gürültüsü kulağını hırpalar, Gözlerini dikerek şablona bakar, İşini bitirmeyi çok ister, Tamamlayıcı düzeltmeleri yapmak için Geç saatlere dek çalışır.
29. İşinin başında olan çömlekçi de aynı durumdadır: Ayaklarıyla tekerlekleri döndürür, İş başındayken her an uyanıktır, Parmakların hafifçe vuruşu önceden tasarlanmıştır.
30. Çömlek çamurunu koluyla döver, Ayaklarıyla özlü çamuru suyla yoğurup sıva haline getirir, Yapıtlarını kusursuz ince ve saydam bir tabakayla kaplamayı çok ister, Ocağı temizlemek için geç saatlere kadar çalışır.
31. Tüm bu insanlar ellerine güveniyor, Her biri kendi işinin ustasıdır.
32. Onlar olmazsa bir kent yapılamaz, Yerleşme olmaz, yolculuk olmaz.
33. Ama onlar danışma, kurulu toplantısına çağrılmıyorlar, Toplumda seçkin bir yerleri yok. Onlar yargıçlarla aynı sıralarda oturmuyor, Yasaları bilmiyorlar.
34. Onlar kültür ve sağgörü bakımından olağanüstü değiller, Özdeyişleri icat etmemişlerdir. Ama yaratılmış dünyaya sağlamlık verirler, Duaları yaptıkları işle ilgilidir.