2. Şifa veren yüce Tanrı'dır, Tıpkı bir kralın armağan vermesi
gibi.
3. Hekimin bilgisi onun başını dik tutmasına neden olur, Krallar
ondan korkar, ona saygı duyar.
4. Tanrı yeryüzünde ilaçları var etmiştir, Akıllı adam bu ilaçları
küçümsemez.
5. Bir zamanlar bir tahta parçası suyu tatlılaştırmamış mıydı,
Böylece etkisini kanıtlamamış mıydı?
6. O, insanlara bilgi de vermiştir, Böylece görkemli yapıtlarını
övmeleri için İnsanlara olanak tanımıştır.
7. O, şifa vermek ve acıyı dindirmek için ilaçlar kullanır, Kimyacı
ilaçlardan bir karışım oluşturur.
8. Böylece O'nun etkinlikleri sonsuzdur, O'nun sayesinde sağlık tüm
dünyada yayılır.
9. Oğlum, hastalanınca moralini bozma, Ama Tanrı'ya dua et, O sana
şifa verecektir.
10. Kusur işlemekten vazgeç, ellerini kirletme, Her türlü günahtan
yüreğini arındır.
11. Buhur yak, O'nu anmak için ince un sun, Sunularında gücünün
yettiği kadar cömert davran.
12. Ondan sonra hekime güven Tanrı onu da
yarattı, Hekim seni bırakıp gitmesin, çünkü ona gereksinmen var.
13. Kimi kez başarı onların elindedir,
14. Çünkü hekimler de Tanrı'ya yalvarıp O'nun lütfuyla acıyı
dindirmeyi, Şifa vermeyi ve yaşam kurtarmayı O'ndan rica ederler.
15. Bir insan O'nu yaratanın gözünde günah işlemişse Hekim onu
tedavi ederken ölmesi yerinde olur.
16. Oğlum, ölen kişi için gözyaşı dök, Acını göstermek için feryat
et. Onun vücudunu gereken törenle göm, Mezarını onurlandırmaya önem ver.
17. Acı duyarak ağla, içtenlikle feryat et, Ölen insan için hak
ettiği gibi yas tut, Bir veya iki gün yas tut ki, Bu konuda eleştirilere hedef
olmayasın, Ondan sonra acın dinsin ve avunmaya bak.
18. Çünkü acının sonucu ölüm olabilir, Acı çeken bir yürek seni
güçsüz bırakır.
19. Bırak da acın cenaze töreniyle son bulsun, Acı dolu bir yaşam
kişinin bilincini yorar.
20. Yüreğinin acıyla dolmasına izin verme, Acıyı defet, kendi
sonunu düşün.
21. Geriye dönüş olmadığını anımsa, Sen ölüye yardım edemezsin ve
kendine kötülük edersin.
22. Kötü yazgını anımsa, Çünkü sen de aynı duruma düşeceksin.
"Dün benim günümdü, bugünse gün senindir."
23. Ölen insan gömüldükten sonra anısını rahat bırak, O can verdikten
sonra onun için kendini üzme ve söylenme.
24. Boş zaman sayesinde yazman bilge olur, İşleri çok olmayan kişi
bilge olur.
25. Saban süren kimse nasıl bilge olsun, Onun salt tutkusu
üvendireyi kullanmaktır. O, çift öküzlerini sürerken zihni onların yaptığı işi
izler, Söyledikleri de her zaman sığırlarla ilgilidir.
26. Onun aklı sabanın açtığı izdedir, Gecelerini düvelerini
şişmanlatmakla geçirir.
27. Her işçi ve zanaatçı da aynı durumdadır: Gece gündüz
çabalarlar. Mühür hak eden kişiler Her zaman yeni resim taslakları düşünürler,
İyi bir tanım yapmayı çok isterler. Yaptıkları işin kusursuz olması için Geç
saatlere dek çalışırlar.
28. Örsünün yanında oturan demirci aynı durumdadır: Pik demiriyle
ne yapacağını, düşünür, Ateşin ısısı derisini hafifçe yakıp sızlatır, Bir
yandan da ocağın sıcaklığıyla uğraşır, Çekicin gürültüsü kulağını hırpalar,
Gözlerini dikerek şablona bakar, İşini bitirmeyi çok ister, Tamamlayıcı
düzeltmeleri yapmak için Geç saatlere dek çalışır.
29. İşinin başında olan çömlekçi de aynı durumdadır: Ayaklarıyla
tekerlekleri döndürür, İş başındayken her an uyanıktır, Parmakların hafifçe
vuruşu önceden tasarlanmıştır.
30. Çömlek çamurunu koluyla döver, Ayaklarıyla özlü çamuru suyla
yoğurup sıva haline getirir, Yapıtlarını kusursuz ince ve saydam bir tabakayla
kaplamayı çok ister, Ocağı temizlemek için geç saatlere kadar çalışır.
31. Tüm bu insanlar ellerine güveniyor, Her biri kendi işinin
ustasıdır.
32. Onlar olmazsa bir kent yapılamaz, Yerleşme olmaz, yolculuk
olmaz.
33. Ama onlar danışma, kurulu toplantısına çağrılmıyorlar, Toplumda
seçkin bir yerleri yok. Onlar yargıçlarla aynı sıralarda oturmuyor, Yasaları
bilmiyorlar.
34. Onlar kültür ve sağgörü bakımından olağanüstü değiller,
Özdeyişleri icat etmemişlerdir. Ama yaratılmış dünyaya sağlamlık verirler,
Duaları yaptıkları işle ilgilidir.